top of page

YÖNETMELİK İNCELEMESİ: REKABET HUKUKUNDA UZLAŞMA USULÜ

UZLAŞTIRMA KAVRAMI

Avrupa Birliği rekabet hukuku mevzuatıyla ilgili kapsamlı değişikliklerin yapıldığı 2008 yılında, uzlaşma kavramı, AB mevzuatında rekabet hukuku çerçevesinde ilk defa yerini almıştır. Genel olarak AB mevzuatı ve içtihatlarıyla paralel hareket etme eğiliminde olan Türk mevzuatında ise, uzlaşma kavramı, 2020 yılında 4045 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun (“Kanun”)’da yapılan değişikliklerle ortaya çıkmıştır. Uzlaşma, kısaca “soruşturmaya başlanmasından sonra, Rekabet Kurulu (“Kurul”)’un ilgililerin talebi üzerine veya re’sen soruşturma sürecinin hızlı bitirilmesinden doğacak usuli faydalar ve ihlalin varlığına veya kapsamına ilişkin görüş farklılıklarını göz önüne bulundurarak” yürütülen, genellikle kartel soruşturmalarında karşımıza çıkan, ihlali kabul edenlere verilecek cezalarda, başvuru sıraları, uygulanabilecek azami yaptırım gibi ölçütler çerçevesinde, ihlali gerçekleştiren teşebbüslere daha az yaptırıma maruz kalma imkanı sağlayan, üzerinde hem Kurul hem de ilgililerin mutabık kalması ile sona eren bir alternatif süreçtir. Uzlaştırma, kamu kaynaklarının verimli kullanılması, usul ekonomisi ve uzun süren soruşturma süreçlerinin hem teşebbüslerde hem de Kurul üzerinde yarattığı  olumsuz mali etkiler sebebiyle yapıcı bir çözüm yöntemidir. Bununla beraber, uzlaştırma yöntemi, savunma hakkının zedelenmesi ve rekabet hukuku yaptırımlarının caydırıcılığının azalması gibi eleştirilerin de hedefi olmaktadır.

YÖNETMELİĞİN AMACI VE KAPSAMI

15 Temmuz 2021 tarihinde yürürlüğe giren Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılmasına Yönelik Soruşturmalarda Uygulanabilecek Uzlaşma Usulüne İlişkin Yönetmelik (“Yönetmelik”), Kanun’un 4. ve 6. maddelerinde yasaklanmış her türlü davranışın ihlalinde hakkında soruşturma başlatılmış teşebbüs ve teşebbüs birliklerini ilgilendiren düzenlemeler içermektedir. İlgili maddelerde yasaklanmış davranışlara bakıldığında 4. maddede “…rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri…” olarak sayılan davranışlara ilişkin yasak, 6. maddede ise hâkim durumun kötüye kullanılması yasağı hüküm altına alınmıştır. Bu hükümlerin, teşebbüslerce ihlal edilmesi halinde Kanun’un 43. Maddesinde düzenlenmiş olan uzlaşma sürecine dair usul ve esaslar, Yönetmelik ile düzenlenmiştir. Yönetmelik’in kapsamı ve uygulanma süresi daraltılarak sadece ilgili ihlalin varlığını ve kapsamını soruşturma raporunun tebliğine kadar kabul edenlere uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

UZLAŞMA SÜRECİ

Uzlaşma süreci soruşturma taraflarının talebi üzerine ya da Kurul tarafından re’sen başlatılabilir. Bu taleplerin yazılı olması ve Kurum’a yönetilmesi zorunludur. Kurul bu talepleri kabul veya reddedebilir. Aynı zamanda varsa diğer soruşturma taraflarının da uzlaşma görüşmelerine davet edilmesi yönünde karar da verebilir. Tarafların uzlaşma talebinde bulundukları aşamada isnat edilen ihlal detaylı bir araştırma gerekiyorsa Kurul uzlaşma sürecinin başlamasıyla ilgili kararını erteleyebilecektir. Eğer Kurul süreci re’sen başlattıysa tarafları uzlaşma görüşmelerine davet eder ve taraflar davetin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde bu görüşmelere katılmak isteyip istemediğini Kurul’a bildirmek zorundadır. Bu süre kesindir ve geçmesi halinde ilgili bildirimler dikkate alınmayacaktır. Sürecin başlatılmasına ilişkin olarak, Kurul, soruşturma sürecinin hızlı bitirilmesinden doğacak usuli faydaları ve ihlalin varlığına ilişkin görüş farklılıklarını dikkate alacağını da belirtmek gerekir.
Kurul’un kendisine yöneltilen uzlaşma talebini kabul etmesi ya da Kurul tarafından taraflara yöneltilen uzlaşma davetinin taraflarca kabul edilmesinden sonra uzlaşma görüşmelerinin en kısa sürede başlaması öngörülmüştür. Bu uzlaşma görüşmelerine başlanmış olması, uzlaşma taraflarının kendilerine isnat edilmiş suçu kabul ettikleri anlamını taşımamaktadır. Tarafların hala uzlaşma metni sunuluncaya kadar uzlaşma sürecinden çekilme imkanlarının olduğu Yönetmelik’te açıkça belirtilmiştir. Birden fazla uzlaşma tarafı var ise görüşmeler ayrı ayrı yürütülmektedir. Tarafların, iddiaların içeriği, ihlalin niteliği ve kapsamı, ihlal isnadına dayanak teşkil eden başlıca deliller, indirim oranı ve idari para cezası aralığı hakkında bilgi alma ve görüş bildirme hakları vardır. Uzlaşma görüşmelerinin ise “kurum içi yazışma” olarak saklanacak olması sebebiyle, 010/3 sayılı Dosyaya Giriş Hakkının Düzenlenmesine ve Ticari Sırların Korunmasına İlişkin Tebliğ uyarınca uzlaşma görüşmeleri tutanaklarına erişim mümkün olmayacaktır.

UZLAŞMA ARA KARARI

Ara kararlar, bizzat ihtilaf konusuna hatta, onun bir kısmına ilişkin olmayan ve sadece usuli bir ön sorunu halleden, böylece mahkemenin devamını ve gelişmesini düzenleyip davayı hiçbir zaman sona erdirmeyen kararlardır. Kurul, uzlaşma görüşmelerinin tamamlanmasını takiben sürece ilişkin bu nitelikte bir ara karar verebilmektedir. Bu kararın içeriği Yönetmelik’in 7. maddesinde sıralanmıştır. Bunlar; isnat edilen ihlalin niteliği ve kapsamı, Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma Uyumlu Eylem Ve Kararlar İle Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik kapsamında hesaplanan azami idari para cezası oranı, uzlaşma usulü sonucunda uygulanacak indirim oranı, varsa, Rekabet Kurumu tarafından 2009 yılında yayınlanan “Kartellerin Ortaya Çıkarılması Amacıyla Aktif İşbirliği Yapılmasına Dair Yönetmelik (Pişmanlık Yönetmeliği)” kapsamında uygulanacak indirim oranı, uygulanacak azami idari para cezası oranı ve miktarı, uzlaşma metninin Kurul’a gönderilmesi için verilecek ve on beş günü aşmayacak kesin süre ve uzlaşma metni belirtilen sürede (15 gün) gönderilmediği takdirde Kurul’un ara karar ile verdiği kararlar ile bağlı olmayacağıdır. Ara kararda verilen hususların uzlaşma taraflarınca müzakere konusu yapılması mümkün değildir. Ayrıca Yöntemelik’in ara kararı düzenlediği madde 7’de idari para cezasında %10 ila %25 arası indirim yapılabileceğini de belirtilmiştir.

UZLAŞMA METNİ

Ara karardaki hususlar kabul edildiyse uzlaşma metni yetkili kişilerce imzalanarak yazılı olarak sunulması esastır. Yönetmelik madde 8’de uzlaşma metninin içeriği açıkça sayılmıştır. Bu içeriğe sahipse beyan, görevli personel tarafından yazılı hale getirilerek teyit ettirilmek kaydıyla, şifahi (sözlü olarak) da sunulabilir. Uzlaşma metninin içeriğine ilişkin dört adet zorunlu unsur sayılmıştır. Uzlaşma metni içerisinde:

  1. İhlalin varlığını ve kapsamın;

  2. Kurul’un uzlaşma tarafına ihlal nedeniyle verebileceği azami para cezası oranı ve miktarının;

  3. Tarafların iddialar konusunda yeterli derecede bilgilendirildiğini ve kendi görüşlerini ve açıklamalarını aktarmak için yeterli imkânın taraflara tanındığının; ve

  4. İdari para cezasının ve uzlaşma metninde yer alan hususların dava konusu yapılamayacağı

hususlarının uzlaşma metninde üzerinde mutabık kalınarak açıkça yazılması zorunludur. Bu usullere uyularak yapılmış bir uzlaşma metnini geri çekme imkânı bulunmamaktadır. Eğer sunulan metinde eksiklik tespit edilirse ise bir defaya mahsus Kurul tarafından 7 günlük bir süre (kesin süre) verilir ve bu süre içerisinde eksiklikler giderilmezse süreç uzlaşma ile sona eremeyecektir.

UZLAŞMA NİHAİ KARARI

Uzlaşma metni Kurul kayıtlarına girdiği andan itibaren 15 gün içinde soruşturma sonlandırılır. Nihai kararın içerisinde Kurul tarafından verilmiş ihlal tespiti ve idari para cezası bulunur. Bu nihai karara kadar uzlaşma tarafı eriştiği bilgi ve belgeleri gizli tutmakla yükümlüdür.

SÜRECİN UZLAŞMA OLMADAN SONUÇLANMASI

Süreç uzlaşma ile sonuçlanmazsa olağan soruşturma usulüne devam edilecektir. Uzlaşma metni belirtilen süre içerisinde gönderilmezse, eksiklikler giderilmezse ya da Kurul sürecin sona ermesine karar verirse sürecin uzlaşma ile sona ermediğini söylemek gerekir. Önemle belirtmek gerekir ki, sürecin uzlaşma ile sona ermemesi halinde, uzlaşma süreci kapsamında toplanmış bilgi ve deliller asıl davanın dayanağını oluşturamayacaktır.

SONUÇ

AB ve Türk rekabet hukukunda, zaman ve kaynak tasarrufu için çok önemli bir araç olan uzlaşma müessesesi, özellikle kartellere yönelik yürütülecek soruşturmalar için büyük önem taşımaktadır. Uzlaşma müessesesinin etkin kullanımı ve teşebbüslere yönelik “belirlilik” ilkesinin uygulanabilmesi doğrultusunda, Rekabet Kurumu tarafından Yönetmelik’in yayınlanması çok isabetli olmuştur. Gelecek dönemlerde, uzlaşma yöntemiyle, soruşturma başlatılmadan kısa sürede ve kaynakların etkin kullanımı yoluyla ihlallerin giderilmesi ve rekabet hukukunun etkinliğinin artmasının bekleniyor olması da Yönetmelik’in önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

© Copyright

©2022 by mosturoğlu & çopuroğlu legal services.

bottom of page