top of page

FUTBOL HUKUNDA TELEVİZYON GÖRÜNTÜLERİ
Hazırlayan: Av. M. Şekip Mosturoğlu

GENEL OLARAK

Futbol Hukukunda, müsabaka öncesinde, sırasında ve sonrasında meydana gelen disiplin ihlallerinde, video kayıtlarının delil niteliği ile bu çalışmamızda, Türkiye Futbol Federasyonu hukuk organlarının kararlarını, Futbol Disiplin Talimatı ve FIFA düzenlemeleri ile birlikte ele alacağız.

 

Türkiye Futbol Federasyonu’nun düzenlemeleri çerçevesinde ele alındığında, Futbol Hukukunda “müsabaka görevlilerinin raporlarında bulunan hususlar aksi ispat edilmediği sürece doğru kabul edilir”.[1] Ancak, madde metninden de açıkça görüleceği üzere düzenlemede, müsabaka görevlilerinin raporlarında bulunan hususların aksinin ispat edilebileceği öngörülmüş olduğundan, müsabaka görevlilerinin raporlarının içeriğinin mutlak/tartışılmaz bir ispat gücünün olmadığı ancak ispat bakımından karine gücünü haiz olduğu hususu anlaşılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken önemli nokta ise “aksi ispat edilebilecek içeriğin oyun kurallarının uygulanmasına ilişkin olmayacağıdır.[2]Ayrıca aksine ispat için kullanılan delillerin en az müsabaka görevlilerinin raporu kadar kuvvetli delil olması gerekmektedir.”[3]

Bu düzenleme ışığında ve TFF Tahkim Kurulu’nun söz konusu kararları doğrultusunda hareket edilerek müsabaka görevlilerinin hazırladığı rapor içeriğinin aksinin hangi deliller ile ispatının mümkün olabileceği sorusunun cevaplandırılması gerekmektedir. Bu noktada ilk olarak FDT’nın konuya ilişkin düzenlemeleri sorunun cevaplandırılması bakımından irdelenmelidir.

Konuya ilişkin olarak başvurulması lazım gelen ilk düzenleme, FDT’nın 76. Maddesinin (II) paragrafında bulunmaktadır. Buna göre müsabaka görevlilerinin vermiş olduğu raporlar arasında çelişki bulunduğu ve somut olayda hangi raporun maddi gerçekliği yansıttığı tespit edilemediği takdirde, oyun alanındaki fiiller bakımından  hakem raporu, oyun alanı dışındaki fiiller bakımından ise temsilci raporu esas alınır. Bu düzenleme gereğince, raporlar arasındaki çelişkinin ihlalinin meydana geldiği yere göre, hakem ya da temsilci raporu ile giderilebileceği, bu durumda oyun alanı dışında meydana gelen bir fiilin söz konusu olduğu durumlarda hakem raporunda yazılı içeriğin aksinin temsilci raporu ile ispat edilebileceğini kabul etmek gerekecektir.

Örneğin hakem soyunma odalarının bulunduğu koridorda meydana gelen bir fiil hakkında müsabaka hakemi ve temsilci raporu birbiri ile çelişiyorsa bu takdirde müsabaka hakeminin hazırladığı raporun içeriğinin aksi temsilci raporunun içeriği ile ispat edilebilecektir.

FDT’nın 75. Maddesinde ise futbol hukukunda, disiplin yargılamasında kabul edilebilecek delillerin, müsabaka görevlilerinin raporları, tarafların ve tanıkların beyanları, maddi deliller, uzman görüşleri ve ses ya da video kayıtları olduğu düzenlenmiştir. TFF Hukuk Organları, FDT’nın 85 (3) maddesi gereğince, oyun kurallarının uygulanmasına ilişkin kısıtlama dışında işitsel ve görsel kayıtlardan da yararlanabilir. Bu deliller yalnızca olayın disiplin yönüyle ilgili kanıt olarak kullanılabilir.[4]

GÖRSEL KAYITLARIN DELİL OLARAK KULLANILMASI

Futbol Disiplin Yargılamasında, disiplin ihlallerinde, müsabaka görevlilerinin raporlarının içeriğinin aksinin görüntü kaydı ile ispatının mümkün olduğu TFF Hukuk Organlarının kararlarında görülmektedir.

Çalışmamızın bu bölümünde TFF Hukuk Organlarının uygulamaları ele alınacak, tv görüntülerinin (video kayıtlarının) ikincil derecede delil olabilmesi hususu, TFF Hukuk Organlarının kararları, FIFA Genel Sekreterliği’nin 20.12.1995 tarihli açıklaması [5] ve 11.01.2005 tarih ve 948 sayılı sirküleri [6] çerçevesinde değerlendirilecektir.

FIFA’nın 948 sayılı Sirkülerine göre, işitsel kayıtların, disiplin ihlali teşkil eden eylem için geçerli ve muteber bir ispat aracı olarak kabul edilebilmeleri için söz konusu disiplin ihlalinin;

  1. FIFA DT’nın 52. maddesinde belirtilen ciddi ihlaller (örneğin tükürme);

  2. Fiziksel yaralanma ve sertlik (FIFA DT’nın 47. ve 48. maddeleri);

  3. Adil oyunun ciddi bir şekilde ihlali;

  4. Irkçı yorum veya davranışlar (FDT’nın 55. maddesinde)

Düzenlenen ihlal tiplerinden biri olması gereklidir. Buna ek olarak yalnızca lisanslı yayın yapan kuruluşların kayıtları kabul görür ve bu kayıtlar 72 saat içerisinde Disiplin Komitesi’ne ibraz edilmelidir. Ama turnuvalarda bu kayıtlar bir sonraki maçtan ez az 12 saat önce sunulmalıdır.

ukarıda aktarılan FIFA Sirkülerinden, ancak futbol için çok ciddi disiplin ihlali hali sayılan disiplin ihlalleri bakımından, video kayıtları ile bir disiplin ihlalinin tespit edilebileceği anlaşışmaktadır. FIFA düzenlemelerinde, video görüntülerinin, ikincil derecede delil niteliğine haiz oldukları görülmektedir. Yine FIFA düzenlemelerinden video görüntülerinin disiplin ihlali için tayin edilecek cezanın derecesinin belirlenmesinde de kullanılabileceği sonucu da çıkmaktadır. Yani video görüntüleri bir olayın hakem tarafından ya da müsabaka temsilcisi tarafından raporlanmamış yani sahada müsabaka hakemi tarafından tespit edilememiş olduğu durumlarda, söz konusu ihlal bakımından, hem disiplin ihlalinin tespitinde hem de tatbik edilecek cezanın tayininde etkili olacaktır.

1. CİDDİ İHLAL HALLERİ

TFF Tahkim Kurulu 27.12.2012 tarih, 2012/263 Esas, 2012/276 Karar sayılı kararında PFDK tarafından hakem raporuna istinaden müsabaka hakemine tükürdüğü değerlendirilen futbolcuya verilen cezaya video kayıtlarına dayalı olarak yapılan itiraz üzerine vermiş olduğu kararında FDT’nın Kişilik Haklarına Saldırı, Hakaret ve Tehdit başlıklı 42. maddesini değerlendirmiştir.

Yaptığı değerlendirme sonucunda Kurul, FDT’nın 42. Maddesinin başlığında “tükürme” yer almamışsa da maddenin 2. Fıkrasında tükürme fiilinin düzenlendiğini ve tükürmenin hakaret disiplin ihlalinin nitelikli hali olduğunu değerlendirmiştir. [7] Kurul kararında “tamamen bir eylemden ibaret olan tükürmenin tespitinde, müsabaka görevlilerinin raporlarının ve gerektiğinde görüntülerin kabul edilebilir deliller” olduğunu değerlendirmektedir. TFF Tahkim Kurulu bu şekilde, FIFA Sirkülerinde kabul edilen ciddi ihlal halleri içinde değerlendirilen “tükürme” fiili bakımından video kayıtlarının delil olabileceğine karar vermiştir. Bu şekilde söz konusu bu karar yukarıda değinilen şartlar dairesinde; hakem raporlarının içeriğinin aksinin video kayıtları ile ispat edilebileceğinin en önemli emsal kararlarından birisi olmuştur.[8]

Kurul her ne kadar bu kararında FIFA düzenlemelerine herhangi bir atıf yapmamış olsa da müsabaka hakemi tarafından rapor içeriğine dayalı olarak PFDK tarafından futbolcu hakkında tayin edilen cezaya yapılan itiraz üzerine video kayıtlarını delil olarak kullanmıştır. Kurul, hakem tarafından rapor edilen tükürme eylemini resmi yayıncı kuruluştan gelen görüntülerle incelemiş ve neticede eylemin tükürme eylemi olamayacağına hükmetmiş ve futbolcuya FDT’nın 42/2 maddesi ve 35/4 maddesi uyarınca verilen cezayı, eylemin FDT’nın 36/1-a maddesinde düzenlenen sportmenliğe aykırı hareket olması sebebiyle indirmiştir.

2. FİZİKSEL YARALANMA VE SERTLİK

PFDK, bu hususta önüne gelen bir dosyada[9] değerlendirmesini video görüntülerine dayandırmıştır.Somut olayda PFDK “resmi/anlaşmalı yayıncı kuruluş görüntülerini izlemiş ve futbolcunun müsabaka öncesi oluşan kargaşa sırasında rakibine yönelik olarak yapmış bulunduğu  el ve ayak darbelerinin hakemlerin görüş alanı içersinde bulunmadığını ve FDT uyarınca disiplin yaptırımı karşılanması gereken eylemler olduğu kanaatine ulaşmıştır.Sonuç olarak Kurul ,futbolcunun ,rakip takım oyuncusuna yönelik eylemlerini şiddetli hareket olarak değerlendirerek futbolcuya FDT’nin 42/2 maddesi uyarınca müsabakadan men cezası vermiştir.”

Bu karara karşı TFF Tahkim Kuruluna yapılan başvuru üzerine[10] Kurul kapsamlı bir değerlendirme yapmış ve PFDK tarafından futbolcuya verilen cezayı onamıştır.Kurul kararında “disiplin ihlali teşkil eden eylemler hakkında verilirken hangi araçların kanıt olarak kullanılabileceğinin tespitinin  gerektiğini” değerlendirmiştir. Bu karar TFF Tahkim Kurulunun video kayıtlarının disiplin yargılamasında delil olarak kullanılabileceğine ilişkin olarak vermiş olduğu kararlar içinde en kapsamlı olanıdır.Gerek TFF Tahkim Kurulu gerekse PFDK söz konusu disiplin ihlaline ilişkin kararlarında FİFA düzenlemeleri çerçevesinde olayı değerlendirmiş ve çok önemli tespitlerde bulunmuştur. Bunlar;
a-Delil olarak kullanılan video kayıtlarının resmi yayıncıya ait olması.PFDK bu dosyaya konu kararında cezaya itiraz eden kulüp vekillerinin yaptırıma dayanak alınan görüntülerin resmi/anlaşmalı yayıncı görüntüleri olması gerektiğine ilişkin iddiasının hukuki gerçeği yansıttığını kabul etmiştir. PFDK, somut olayda kimsenin dikkatini çekmeyen ancak yayıncı kuruluş görüntülerinin incelenmesi neticesinde saptanabilen eylemler açısından görüntüden yola çıkarak disiplin yaptırımı uygulanabileceğini kabul etmiştir.PFDK kararına göre resmi/anlaşmalı yayıncı kuruluş görüntülerinden disiplin ihlali oluşturan eylemler saptanabiliyorsa yaptırım uygulanabilecektir.[11] 

PFDK’nın bu kararına yapılan itiraz üzerine TFF Tahkim Kurulu da 31.10.2009 tarih 2009/617 esas 2009/601 karar sayılı kararı ile konuya ilişkin çok önemli değerlendirmelerde bulunmuştur.Buna göre Kurul da tıpkı PFDK gibi eylemin resmi yayıncı görüntüleri sabit olması sebebiyle FİFA ve UEFA kabulleri ile Futbol Disiplin Talimatı hükümleri çerçevesinde cezalandırılması gereken bir eylem olduğunda tereddüt bulunmadığını değerlendirmektedir.

Bu noktada resmi/anlaşmalı yayıncı kuruluş kavramından; müsabakanın yayın sinyalini üreten ve  bunun için müsabakanın yayın hakkı sahibi ile anlaşma yapan yayın şirketinin anlaşılması gerektiği hususu açıktır.Lig maçlarının yayın haklarının pazarlama yetkisi TFF’ye ait olduğundan[12],lig maçları bakımından resmi/anlaşmalı yayıncı kuruluş, TFF ile lig maçlarının yayınlamak üzere anlaşma imzalayan yayın şirketidir.
 
b-Disiplin ihlalinin müsabaka hakeminin görüş alanında olması hususu.
PFDK yine bu dosyaya konu kararında; resmi/anlaşmalı yayıncı kuruluş görüntülerinin ancak eylemin hakem tarafından görülme imkanının bulunmaması halinde disiplin yaptırımı için kullanabileceğini değerlendirmiştir.[13]

 

PFDK’nın bu kararı üzerine yapılan itirazı değerlendiren TFF Tahkim Kurulu, 31.10.2009 tarih 2009/617 esas 2009/601 karar sayılı kararında; kafa vurma şeklinde gerçekleşen eylemin, resmi yayıncı görüntüleri ile sabit olması ve “olayın meydana geldiği ortamın özellikleri gereği hakemlerin görme imkanının bulunmadığı bir sırada gerçekleşmiş olması karşısında” şeklindeki gerekçesi ile PFDK kararını onamıştır.Karara karşı oy kullanan üyeler ise eylemin hakemin görüş alanı içinde olması nedeniyle PFDK tarafından verilen cezanın kaldırılması yönünde oy kullanmışlardır.

Tahkim Kurulu kararında; “FDT’nın Temel İlkeler başlığını taşıyan madde 4/3 hükmünde de sportmenliğe veya diğer disiplin hükümlerine aykırı davranışlarda hakemin durumu görmemiş ve dolayısıyla bir karar vermemiş olması disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmez” demek suretiyle hakem tarafından görülmeyen ve başta TV görüntü kayıtları olmak üzere diğer kanıtlar ile sabit olan disiplin ihlallerinin müsabaka görevlilerinin raporlarında yer almasa bile prensip olarak cezalandırılabileceğine hükmetmiştir.Kurulun bu kararı müsabaka görevlilerinin raporunda yer almayan bir disiplin ihlaline ilişkin olarak ikincil nitelikteki deliller ile karar verilebileceğinin bize göre en açık ifade edildiği karardır.Disiplin Hukukunda temel prensip, her ne şekilde olursa olsun tespit edilen disiplin ihlallerinin cezalandırılmasıdır. Bu prensip gereğince bir disiplin ihlalinin varlığı her ne şekilde ispat ediliyorsa edilsin, ispat üzerine cezalandırılmalıdır.Bu genel prensibin tek sınırı ise FDT’nin 75(2) maddesinde düzenlenen ancak insan onurunu zedeleyen delillerin reddedileceğine ilişkin düzenlemedir.

Bu bölümde kullanılan örnek her ne kadar hakemin görüş alanında olmayan ve diğer müsabaka görevlileri tarafından rapor edilmeyen bir disiplin ihlali olsa da söz konusu ihlale ilişkin kararlar video kayıtlarının delil olarak kullanılması ile ilgili emsal niteliğinde değerlendirmeleri haizdir. Yani aynı olayda örneğin müsabaka temsilcisi olaya karışmayan bir futbolcunun disiplin ihlalini gerçekleştirmiş olduğu hususunda bir rapor tanzim etmiş olsa idi dahi video kayıtları söz konusu kararlardaki değerlendirmelere uygun olarak ikincil nitelikte delil olabilecek ve rapor içeriğinin aksinin ispatı hususunda kullanılabilecektir.

c-Disiplin ihlalinin video görüntülerinin kullanılması suretiyle cezalandırılacak disiplin ihlallerinden olması.

TFF Tahkim Kurulu 31.10.2009 tarih 2009/617 esas 2009/601 karar sayılı kararında bu husus çok geniş bir şekilde irdelenmiştir.

Kurul değerlendirmesini ağırlıklı bir şekilde; FİFA Genel Sekreterliğinin 20.12.1995 tarihli açıklama ile TFF Başkanlığına gönderdiği FİFA Disiplin Komitesinin 11 numaralı kararına ve yine FİFA Genel Sekreterliğinin 11.01.2005 tarih ve 948 sayılı sirkülerine dayandırmış ve neticede Disiplin Kurulunun müsabaka görevlilerinin dikkatinden kaçan ciddi ihlalleri cezalandırmaya yetkili olduğuna karar vermiştir.[14]

3.ADİL OYUNUN CİDDİ BİR ŞEKİLDE İHLALİ HALİ

TFF Tahkim Kurulu Kararlarında yukarıda da açıklandığı üzere sıklıkla FİFA Sirkülerine değinilmektedir.[15]Ancak uygulamada, TFF Profesyonel Disiplin Kurulunun, TFF Tahkim Kurulunun kararında değindiği FİFA Sirkülerini uygularken FİFA’dan farklı yorumlar yaptığı ve bu yorumları ile FİFA Sirkülerinin uygulama alanını genişlettiği görülmektedir.[16] Bu kararında TFF Profesyonel Disiplin Kurulu, TFF Hukuk Kurulu tarafından müsabaka görüntüleri incelenerek sevk edilen futbolcunun müsabakada “hakaret” fiilini işlediğini değerlendirmiş ve bu fiili sebebiyle futbolcuyu cezalandırmıştır.Oysaki yukarıda aktarılan FİFA sirkülerinden görüleceği üzere “hakaret” fiili video kaydı delili ile tespit edilebilecek mahiyetteki disiplin ihlallerinden birisi değildir.

Nitekim bu kararı karşı yapılan itiraz üzerine, TFF Tahkim Kurulu[17] eylemi FDT’nin 36.maddesindeki “sportmenliğe aykırı hareket” kapsamında değerlendirilmiş ve TFF Disiplin Kurulunun Kararın başvurucunun itirazı üzerine kısmen kaldırarak futbolcunun cezasında indirime gitmiştir. Bu şekilde TFF Tahkim Kurulu ,TFF Hukuk Kurulu tarafından yapılan hatalı sevk işlemini ve buna bağlı olarak FİFA sirkülerine daha uygun bir hale getirilmiştir.Ancak birazdan değineceğimiz üzere, Kurul disiplin uygulamasını FİFA sirkülerine uygun hale getirirken, disiplin yaptırımı uygulanan eylemi, sırf görüntü delili ile tespit ve cezalandırma yapabilmek için sportmenliğe aykırı hareket ve davranış şeklinde tasnif etmiş ve bu şekilde ikincil deliller ile disiplin ihlalinin tespit ve cezalandırmasına ilişkin FİFA Sirkülerine nazaran daha geniş olan (bize göre hatalı) kendi disiplin uygulamasını sürdürmeye devam etmiştir.

Bir başka kararında ise TFF Tahkim Kurulu (12.03.2009 tarih 2008/2009-956 esas 2008/2009-1371 sayılı kararında); “rakip futbolcuya eli ile boğaz kesme hareketi yapan” futbolcunun hareketini yine bu kapsamda değerlendirmiştir.

Tahkim Kurulu video kayıtları ile PFDK’ya sevk edilen futbolcuya, PFDK tarafından verilen cezaya  yapılan itirazı incelerken “futbolcunun hareketinin rakip futbolcuyu tehdit eder tarzda olduğunu, hareketlerin sportif mücadeleyle bağdaşmadığını, milyonlarca kişinin izlediği müsabakalarda yer alan sporcuların, toplumda örnek alınan kişiler olduğu gerçeği karşısında her hareketlerinin mercek altında olduğunu bilerek hareket etme sorumluluğunu taşımak zorunda oldukları tesit ile bahsi geçen eylemi sportmenliğe aykırı hareket olarak “ değerlendirmiştir.Görüldüğü üzere bu kararda da TFF Tahkim Kurulu, video görüntüleri tespit ve ceza tayin edilemeyecek nitelikteki bir eylemi, sırf video delili ile tespit ve cezalandırabilmek için sportmenliğe aykırı hareket ve davranış olarak tasnif etmiştir.

Tahkim Kurulu, 31.10.2009 tarih 2009/617 esas 2009/601 karar sayılı kararında sportmenliğe aykırılık kavramı hususunda önceki kararında olmayan çok önemli ve geniş değerlendirmelerde bulunmuştur.

Bu değerlendirmeye göre; “genel olarak Futbol Disiplin Talimatı ile düzenlenmiş ve yaptırıma bağlanmış bulunan eylemlerin tümünün özünde centilmenliğe yada sportmenliğe aykırı davranma yasağı ve disiplinin sağlanması amacı bulunmaktadır.Sportif kurallar ve Fair Play ilkesi dikkate alındığında, olayda futbolcunun sergilediği davranışların sportmenliğin ve Fair Play’in ciddi nitelikte ihlali olarak algılanacağı şüphesizdir.Bu değerlendirme içinde artık futbol müsabakalarının sadece tribünde bulunan seyirciler tarafından izlenmediği, canlı yayınlar sonucunda müsabaka görüntülerinin TV karşısında bulunan milyonlarca kişi ile buluştuğu, sporcuların her türlü eylem ve hareketlerinin kadın, erkek tüm sporseverler tarafından izlendiği unutulmamalıdır. Sportmenliğe ve Fair Play’e aykırı hareket ve davranışlar sadece eylemde bulunan kişinin özel maksadından ziyade, izleyenlerin o harekete vereceği anlam açısında da değerlendirilmelidir.”

Yukarıdaki paragrafta aktarılan TFF Tahkim Kurulu düşüncesi müsabaka görevlileri tarafından tespit edilemediği için rapor edilemeyen disiplin ihlallerine, video görüntülerinden disiplin yaptırımı uygulanması hususunda TFF Hukuk Organlarının uyguladığı temel ölçüttür.

Bu ölçüt; esasen ikincil nitelikteki delillerin (video kayıtlarının) disiplin yargılamasında kullanımına olanak veren mevcut FİFA düzenlemeleri ve uygulamalarını genişleten ve objektif olmayan, tamamen uygulamacının sübjektif değerlendirmesine dayalı bir ölçüttür.Şöyle ki bir bu ölçüte göre video delili ile tespit edilip ceza tayin edilecek bir disiplin ihlalinin niteliğinin ciddiyeti önemli değildir.Keza video delili ile tespit edilip ceza tayin edilecek disiplin ihlallerini bir kataloğa bağlanmamıştır.

TFF Tahkim Kurulunun bu tanımlamasından çıkan sonuca göre disiplin ihlalinin seyirci üzerinde olumsuz etkisi, uygulamacının söz konusu ihlalinin tespitinde ve ceza tayininde video delilini kullanmasında tek ölçütüdür.

Hatta bu değerlendirmeye göre; disiplin ihlalini yapan kişinin gerçek niyetinin hiçbir önemi yoktur. Önemli olan söz konusu ihlali TV’den izleyenlerin o harekete vereceği anlamdır. Bu ölçüt hukuki olmadığı gibi çağdışıdır. Öncelikle bu şekilde ihlal niteliğindeki bir eyleme izleyicinin vereceği anlam şeklinde tarif edilen ölçüt, ölçülmesi/değerlendirilmesi mümkün olan tamamen soyut bir ölçüttür. Keza izleyicilerin harekete vereceği anlam, söz konusu ihlalin gerçek niyetine, hiçbir objektif ölçüt ile değerlendiremeyecek taraftarlarca belirlenecek ise bu şekilde bir belirlemenin maddi gerçeğe uygunluğu da çok tartışmalı olacaktır.

Örneğin çok yakın tarihte oynanmış bir derbi müsabakasında, ev sahibi taraftarlarına dil çıkaran misafir takım oyuncusunun bu hareketi, müsabaka görevlileri tarafından rapor edilmemesine ve rapor edilmeyen bu fiil, video deliline dayalı olarak tespiti ve cezalandırılması mümkün olmayan bir fiil olmasına rağmen sadece TFF hukuk organları tarafından, izleyicilerin o harekete vereceği anlam çerçevesinde sportmenliğe aykırı bir davranış olarak değerlendirilmiş ve futbolcuya TFF tarafından disiplin cezası verilmiştir. Oysaki futbolcunun eylemi, konuya ilişkin FİFA düzenlemelerine, FIFA ve UEFA uygulamalarına göre video delillerine göre cezalandırılmasına yer olmayan bir eylemdir.[18]

Ayrıca kurulun değerlendirilmesindeki,”sporcuların her türlü eylem ve hareketlerinin kadın, erkek tüm sporseverler tarafından izlendiği unutulmamalıdır” şeklindeki bölüm, büyük bir talihsizliktir.Zira bu değerlendirme “sporsever” kavramını “kadın”,”erkek” olarak ayrıştırmakta ve eylemin izleyicide oluşturacağı anlamın izleyicinin “kadın” olması halinde farklı bir hassasiyet seviyesinde değerlendirileceği fikrini içinde barındırmaktadır. Bu yaklaşım son derece yakışıksız ve ayrılıkçı bir anlaşımdır.

Kurulun bu kararı, 27.12.2012 tarih 2012/263 esas ve 2012/276 karar sayılı kararı ile de çelişmektedir. Kurul’un 27.12.2012 önceki kararında,”futbolcunun ağzından bir sıvının çıktığını tespit etmekle birlikte, futbolcunun yüzünün tamamen görünmesine olanak sağlayan görüntülerde, konuşmanın sertliği nedeniyle ,ne söylediğinin anlaşılmamasına rağmen başının öne doğru kullandığı sert sözün etkisiyle, hakemin yüzüne bir sıvının gelmiş olabileceği düşünülse bile, futbolcunun tüm bu eylem sırasında konuşmaya devam ettiği konuşma sırasında tükürme eyleminin fiziksel olarak mümkün olmadığı, yine tükürmenin kasten gerçekleştirilebilecek eylemlerden olduğu taksirle gerçekleşmesinin de mümkün olmadığı” şeklinde bir değerlendirmede bulunmaktadır.

TFF Tahkim Kurulu, 31.10.2009 tarih 2009/617 esas 2009/601 karar sayılı önceki tarihli bir başka kararında ise “eylemde bulunan kişinin özel maksadından ziyade, izleyenlerin o harekete vereceği anlam açısından da değerlendirilmelidir.”şeklinde bir değerlendirmede bulunmaktadır.

TFF Tahkim Kurulu, 11.02.2017 tarihli kararı ve 31.10.2009 tarihli kararları ile video görüntüleri ile “ikincil delil” ile bir eylemin cezalandırılması hususunda eylemde bulunanın özel (gerçek) niyetinden ziyade eylemi izleyenlerin eyleme ne anlam yüklediğini ölçüt olarak kabul etmiştir.

TFF Tahkim Kurulu 27.12.2012 tarihli kararında ise “futbolcunun karara konu olayda tükürme eylemi, eylemin TV’de izleyenler tarafından hakeme yöneldiği kabul edilecek bir eylemdir” şeklindeki değerlendirmesine rağmen kararın devamında ise isabetli olarak söz konusu eylemin taksirle gerçekleşmesinin mümkün olmadığını değerlendirmiş ve bu şekilde izleyicinin ne anladığını değil futbolcunun gerçek maksadını göz önünde bulundurarak tükürme eyleminin gerçekleşmediğine karar vermiştir.

Kurulun bu kararla çelişen diğer kararlarındaki düşüncesinin kabulü halinde söz konusu bu olayda da futbolcunun “tükürme hareketine” vereceği gerçek anlamın (kast, taksir vb) hiçbir önemi olmayacak, bunun yerine söz konusu hareketi TV’den izleyen “kadın, erkek” izleyicinin söz konusu bu harekete vereceği anlam, eyleme uygulanacak cezanın tayinindeki yegane önemli ve temel ölçüt kabul edilecektir. Böyle bir yaklaşımın kabulü hem genel hukuk hem de uluslararası spor hukuku düzenlemeleri ve uygulamaları tahtında mümkün değildir.

4.IRKÇI YORUM VE DAVRANIŞLAR

Bu başlık altında değinebileceğimiz karar, PFDK’nın 19.04.2012 tarih 2011/2012-1036 esas ve 2011/2012-1265 karar sayılı kararıdır.Karara konu olayda ,bir futbolcunun, diğer bir futbolcuya müsabaka oynanırken,”fucking shit” “negro” dediği iddia edilmiş ve adı geçen futbolcu, FDT’nin “ayrımcılık” başlıklı 44.maddesi[19]
uyarınca cezalandırılması istemi ile PFDK’ya sevk edilmiştir.

PFDK,TV kayıtlarına dayalı olarak yapılan sevk işleminde yayıncı kuruluştan müsabaka görüntülerinin getirilmesine karar vermiş ve gelen görüntüler üzerinde dudak okuma uzmanı vasıtasıyla inceleme yaptırmıştır. Görüldüğü üzere bu olayda PFDK, müsabaka görevlileri tarafından rapor edilmeyen bir disiplin ihlali iddası üzerine, hem video deliline hem de uzman görüşüne başvurmuş, ikincil nitelikteki bu deliller ile disiplin ihlaline tespit ile ceza tayin etmiştir. [20]

PFDK, dosyada başka delil olmadığından, kararında, futbolcunun savunmasını esas alarak eylemin ayrımcılık değil futbolcunun kabulüne göre hakaret olduğunu tespit ile buna uygun şekilde karar vermiştir. Bu dosyadan verilen kararda ikincil nitelikteki delillerin ispat gücü açık bir şekilde görülmektedir. Ayrıca ikincil nitelikli delliler ile ispat edilmeyen başka da bir delilin olmadığı iddia konusu olayda, futbolcunun kabulünün esas alındığı ve buna uygun şekilde bir disiplin cezasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

NETİCE

Bu açıklamalarımız ışığında ortaya çıkan ilk sonuç; video kayıtlarının ,disiplin yargılamasında ancak söz konusu olayın müsabaka temsilcisi ve müsabaka hakemi tarafından rapor edilmemiş olduğu durumlarda delil olarak kullanılabileceğidir.Bu genel tespitin de konunu anlaşılabilmesi için detaylandırılması gerektiği düşüncesindeyiz.

Zira bu düzenlemeye göre; birincil nitelikteki bir delilin elde edilebilmesi için oyun alanı içinde ya da oyun alanı dışında yaşanan bir disiplin ihlalinin müsabaka görevlileri (duruma göre müsabaka hakemi ya da müsabaka temsilcisi) tarafından görülmesi ve bunun sonucu olarak da rapor edilebilmesi gerekmektedir. Oysaki gerek oyun alanına meydana gelen olaylarda gerekse oyun alanı dışında meydana gelen olaylarda gerçekleşen tüm disiplin ihlallerinin müsabaka görevlileri tarafından (duruma göre müsabaka hakemi ya da müsabaka temsilcisi) görülebilmesi ve bunun sonucu olarak da rapor edilebilmesi mümkün değildir. Bu nedenle öncelikle gerek oyun alanında meydana gelen olaylarda gerçekleşen ve fakat müsabaka görevlileri tarafından (duruma göre müsabaka hakemi ya da müsabaka temsilcisi) tarafından görülmeyen ve bunun sonucu olarak da rapor edilemeyen ve bunun sonucu olarak da rapor edilemeyen durumlar bakımından video kayıtlarının delil olarak kullanılabilmesi için uygulama şartlarının belirlenmesi gerekmektedir.

Keza oyun alanı içinde gerçekleşen ve hakem tarafından cezalandırılan bir disiplin ihlalinde video görüntüsünün delil olarak kullanılmasında yukarıda yazılan durumdan farklı uygulama şartları olmalıdır. Bu farklılığın daha iyi anlaşılabilmesi için bunu bir örnekle açıklayalım.

Bir müsabakada müsabaka hakemi, bir futbolcuya yapmış olduğu bir disiplin ihlali sonrasında kırmızı kart ile cezalandırmış ve bu husus da müsabaka hakemi tarafından raporlanmış olabilir. Bu durumda video hakem görüntüsü, müsabaka hakemi tarafından sahada cezalandırılıp, raporlanan disiplin ihlaline tatbik edilecek cezanın tayininden etkili olabilecektir. Bunu ise geçmişte yaşanan, bir futbolcunun, “müsabaka hakemine tükürmesi” olayı ile örneklendirebiliriz. Gerçekten de bu olayda müsabaka hakemi, futbolcunun kendisine tükürmesini kırmızı kartla cezalandırmış ve aynı zamanda da rapor etmiştir.

PFDK tarafından da müsabaka hakemi tarafından sahada kırmızı kart ile cezalandırılan ve raporlanan bu disiplin ihlalini ceza tayin etmek suretiyle cezalandırmıştır. Söz konusu bu cezaya yapılan itiraz üzerine ise TFF Tahkim Kurulu, müsabaka görüntülerini izlemek suretiyle PFDK tarafından tayin edilen cezada indirime gitmiştir. [21]Bu açıdan değerlendirdiğimizde TFF Tahkim Kurulunun bu kararının, FİFA, UEFA düzenlemelerine ve uygulamalarına paralel ve uyumlu bir karar olduğunu söyleyebiliriz.

Bir disiplin ihlalinin müsabaka hakemi ya da müsabaka temsilcisi tarafından raporlanmamış yani sahada müsabaka hakemi tarafından tespit edilmemiş olduğu durumlarda ise video görüntüleri söz konusu ihlal bakımından bir yandan disiplin ihlalinin tespitinde bir yandan da tatbik edilecek cezanın tayininde etkili olacaktır.

Bunu geçmişte yaşanan bir örnek ile açıklamamız gerekirse bir futbolcunun rakip takım futbolcusuna yönelik yapmış olduğu “boğaz kesme hareketi” bunun için en uygun örnek olay olacaktır. Müsabaka hakemi de müsabaka temsilcisi de futbolcu tarafından rakip futbolcu yönelik yapılan bu hareketi müsabaka sırasında görmemiş, müsabaka hakemi bu hareketi müsabaka sırasında cezalandırmamış ve neticede ne müsabaka hakemi ne müsabaka temsilcisi söz konusu disiplin ihlalini raporlamamıştır. Müsabaka sonrasında, resmi yayıncı tarafından bu ihlale ilişkin görüntüler kamuoyu ile paylaşılmış, TFF Hukuk Kurulu bu görüntüler üzerinden futbolcuyu PFDK’ ya sevk etmiş ve PFDK tarafından bu görüntüler izlenerek futbolcuya disiplin (1 maç resmi müsabakadan men) cezası verilmiştir.[22] Bu kararlara yönelik temel itirazımız, video görüntüleri ile tespiti yapılan kararlara konu disiplin ihlalinin (boğaz kesme hareketinin) niteliği bakımından video görüntüleri ile (ikincil nitelikteki deliler ile) tespite ve cezalandırmaya elverişli olmadığı hususundadır.

Nitekim bu karardan itibaren, TFF Hukuk Organları, yaptıkları disiplin sevklerinde ve disiplin yargılanmasının her aşamasında, video görüntülerini delil olarak kullanırken sıklıkla söz konusu disiplin ihlalini sportmenliğe aykırı hareket olarak değerlendirilmiş ve bu değerlendirmeye dayalı olarak ceza tayin etmiştir. Bu kararın tarih olarak ardından gelen TFF Tahkim Kurulunun 31.10.2009 tarihi 2009/617 esas, 2009/601 karar sayılı kararı ile de bu husus açıkça içtihat haline getirilmiştir.

 

İkincil nitelikteki deliller ile cezalandırmayı, uygulamacının sübjektif anlayışına dayalı olarak genişleten bu yaklaşıma karşı olduğumuzu ifade etmek isterim. Sportmenliğe aykırı hareket ve davranışları, eylemde bulunanın özel maksadından ziyade izleyenlerin o harekete vereceği anlam açısından ele alan bu anlayışın hukuki olmadığını, tamamen popülist bir anlayışın tezahürüdür. Bir eylemin bu şekilde sadece uygulamacının şahsi değerlendirmesi neticesinde sportmenliğe aykırı hareket ve davranış olarak kabulünün disiplin yargılamasında keyfiliğe sebebiyet vereceğini, bunun da neticede disiplin yargılamasına olan inancı ciddi bir şekilde zedeleyeceğini düşünüyorum.

FİFA DT’na göre video görüntülerinin ikincil derecede delil niteliğinde haiz oldukları açık bir şekilde düzenlenmiştir. Yine FİFA düzenlemelerine ve uygulamalarına göre video görüntüleri disiplin ihlali halinde söz konusu ihlal için tayin edilecek cezanın derecesinin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Video görüntülerinin ikinci derece delil niteliğini teyit eden FİFA sirküleri ile yukarıda aktarılan Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunun 12.03.2009 tarih, 2008/2009-956 esas, 2008/2009-1371 karar sayılı kararı birbiri ile uyumludur. Ancak söz konusu karara konu disiplin ihlalinin, ikincil delil niteliğine haiz video kayıtları ile belirlenip, cezalandırılabilecek disiplin ihlallerinde olmadığını düşünüyorum.

FİFA Sirküleri, inceldiğinde video kayıtlarının futbol disiplin yargılanmasında kullanılması ile ilgili olarak göze çarpan ilk ön şartın söz konusu video kaydının lisanslı (resmi/anlaşmalı) yayıncı kuruluş tarafından kayıt edilmiş (üretilmiş) olmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu düzenleme açısından bakıldığında bir yöneticinin protokol tribününden cep telefonu ile kayıt edilen bir görüntü ile (yani resmi yayıncı kuruluş tarafından üretilmemiş ve kayıt edilmemiş bir video kaydı ile) PFDK’na TFF Hukuk Kurulu tarafından 06.12.2016 tarih ve 624-1 sayılı yazı ile sevki kararının doğru olmadığı, buna karşın PFDK’nın ceza tayinine yer olmadığına dair 03.12.2016 tarih, 2016/2017-446 esas, 2016/2017-550 karar sayılı kararının yerinde olduğunu ifade etmek isteriz.

Yine unutulmaması gerekir ki video kayıtlarının, silahların eşitliği prensibinin bir gereği ve sonucu olarak aynı zamanda savunma delili olarak da kullanılabilmektedir. Özellikle kırmızı kart kararlarında, hakemin şahısta hatası halinde video kayıtları disiplin yargılanmasında delil olarak kullanılabilmektedir. Ülkemizde bu uygulama, önceki yıllarda hakemin kırmızı kart kararlarının video kayıtları ile değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sonucunda hakem tarafından yapılan kırmızı kart uygulamasının yerinde olmadığının tespiti halinde kırmızı kartın iptali şeklinde olmuş ise de (örnek olarak Beşiktaş kalecisi Rüştü Reçber’e verilen kırmızı kartın iptali kararından olduğu gibi) bu uygulama zaman içinde düzeltilmiş ve video kayıtları ile kırmızı ve kırmızıya dönüşen ikinci sarı kart kararlarının yerindeliğinin video kayıtları ile denetiminden vazgeçilmiştir. Böylece kırmızı kartın veya kırmızı karta dönüşen ikinci sarı kartın sonucu olan otomatik bir maç oynamama cezasının uygulanmamasına yönelik disiplin kurulu içtihatlarından dönülerek tüm örneklerde futbolcuya verilen kırmızı kart veya kırmızıya dönüşen ikinci sarı kart için otomatik bir maç cezaya hükmedilmiştir. Kırmızı kartın ancak gösterildiği futbolcuda hata yani şahısta hata halinde kırmızı kartın iptali cihetine gidilmiştir.

Son olarak yine silahların eşitliği ilkesinin bir sonucu olarak disiplin yargılamasında iddia tarafında video kayıtları kullanılabildiği gibi savunma tarafı da video kayıtlarını savunma enstrümanları arasında kullanılabilmektedir. Bunun en tipik örneği yine TFF Tahkim Kurulunun 27.12.2012 tarih, 2012/263 esas, 2012/176 karar sayılı kararına konu dosyasında görülmüştür. Savunma tarafı, resmi yayıncı kuruluştan tedarik edilen video kayıtları ile futbolcunun müsabaka hakemine tükürmediğini, tükürme kastı olmadığını ispatlamış ve bu şekilde disiplin ihlalinin nitelendirmesinin değişmesi sonucunda TFF Tahkim Kurulu PFDK tarafından futbolcuya verilen cezada indirime gitmiştir.

İkincil nitelikteki deliller arasında sayılan video kayıtlarının kullanım alanının geniş tutulmasının şart ve gerekli olduğunu değerlendiriyorum. Hele ki video kayıtlarının toplumsal beklentiler ve oluşan kamuoyu istekleri doğrultusunda kullanımının disiplin yargılamasına olan güveni ihlal edebileceği gibi sportif yarışmaya müdahale niteliğinde olacağını düşünüyorum. Unutmamak gerekir ki disiplin düzenlemeleri gibi disiplin uygulamaları da aynı zamanda yarışma kurallarıdır.

Yarışma kuralları ise daha yarışmanın başında belli olan ve yarışma süresince değişmez kurallardır. Disiplin uygulamaları da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Yarışma sırasında bir takımın mensubu için yapılmayan bir disiplin uygulamasının yarışma sürerken bir başka takımın mensubu için yapılması takımlar arasındaki yarışmaya müdahale niteliğinde olacak ve bu müdahale sonucunda bir takım avantaj elde ederken diğer takım avantajını yitirecektir.

 

 

[1] FDT mad. 76 (I)

[2] FDT mad. 86 KARAR.

(2) Disiplin Kurulu müsabaka esnasında meydana gelen olaylarla ilgili hakem kararlarının hiçbirini değiştiremez veya bozamaz.

(3) Disiplin Kurulu, hakemin saha içerisindeki futbolculara ilişkin disiplin uygulamaları (sarı kart ve kırmızı kart uygulamalarını) ve sonuçlarını ancak şahısta hata halinde kaldırabilir.

[3] TFF Tahkim Kurulu’nun 27.12.2012 tarih, 2012/263 Esas ve 2012/276 Karar sayılı kararı “hakemlerin müsabaka sonuçları hakkındaki kararı kesindir.” Hükmü, her ne olursa olsun müsabakanın teknik sonuçlarına dair hakem kararlarının (raporlarının) aksini ispata olanak vermemektedir. Disiplin Kurulu müsabaka esnasında meydana gelen olaylarla ilgili hakem kararlarının hiçbirini değiştiremez veya bozamaz. Görüntü, tanık ve sair belgeler dahi şahısta hata halleri hariç olmak üzere, hakemin teknik kararlarının aksini ispata yetmeyecektir.

[4] FDT mad. 85 (3) Disiplin Kurulu karar verirken hakemlerin ve diğer müsabaka görevlilerinin resmi raporlarını esas alır. Bununla birlikte işitsel veya görsel kayıtlardan da yararlanabilir. Bunlar yalnızca olayın disiplin yönüyle ilgili kanıt olarak kullanılabilir.

[5] FIFA Genel Sekreterliği’nin 20.12.1995 tarihli açıklaması ve TFF Başkanlığı’na gönderdiği FIFA Disiplin Komitesi’nin 11 numaralı kararına göre, FIFA Disiplin Komitesi bir karar alırken hakemlerin raporlarını göz önüne alır. Ayrıca yukarıda bahsedilen raporlara ek bir yöntem olarak, televizyon ve video kayıtlarına da başvurulabilir. Bunlar yalnızca olayın disiplin yönüyle ilgili kanıt olarak kullanılabilir. Fakat bunlar hiçbir şekilde hakemin verdiği kararı etkilemez.

[6] FIFA Genel Sekreterliği’nin 11.01.2005 tarih ve 948 sayılı sirkülerine göre, hakem, yardımcı hakem, maç delegesi ve hakem gözlemcisinin raporlarının, taraf ve tanık beyanlarının, temin edilen belgelerin ve uzmanların görüşlerinin asıl kanıt olduğu, işitsel kayıtların ve video kayıtlarının daima ilave ve aslında ikinci tip kanıt olarak görülmesi gerektiği belirtildikten sonra; bir konudaki gerçekleri belirlerken işitsel ve görsel kayıtların hakemin aşikar bir hata yaptığı olaylar ve hakemin görmediği veya duymadığı FIFA Disiplin Kodu’na yazılı disiplin ihlali teşkil eden eylemler için geçerli ve muteber bir kanıt aracı olarak kabul edilebilecekleri ve göz önüne alınabilecekleri belirtilmiştir.

[7] TFF Tahkim Kurulu’nun 27.12.2012 tarih, 2012/263 Esas, 2012/276 Karar sayılı kararı; “bir ihlal tipi olarak tükürme, failin kasten bir veya daha fazla kişiyi hedef alarak, ağızda biriktirdiği sıvıyı karşı tarafa püskürtmesi veya fırlatmaya çalışmasıdır. Kasten işlenen bir eylem olan tükürme eyleminde bir kişiye yönelmesinden maksat o kişiye tepki olarak veya saldırı olarak ve doğrudan o kişiye yönelmiş olduğu anlaşılacak şekilde ağızdan sıvı çıkartılmasıdır. Burada ihlalin en önemli unsuru kasıttır. Zira failin kastı olmaksızın, konuşma sırasında veya başka yere yönelmiş tükürmenin karşı tarafa gelmesi halinde disiplin ihlali oluşmayacaktır. Fail, yöneldiği kişi veya kişileri, küçük düşürme amacı olmalı ve tükürme kastıyla hareket etmelidir.”

[8] TFF Tahkim Kurulu’nun 27.12.2012 tarih, 2012/263 Esas, 2012/276 Karar sayılı kararı “Yayıncı kuruluştan gelen ve toplam süresi 6 saat 38 dakika 35 saniye olan 5 CD halindeki görüntülerin tamamı izlendiğinde; özellikle "Araçtan Geçilen Farklı Açılar" adlı CD'nin 15.- 93.saniyesi arasındaki görüntülerde; "Aktüel 1" adlı CD'nin 57.dakikasının 43.saniyesinde başlayan görüntülerde; "Aktüel 3" adlı CD'nin 1.saat 17.dakikasının 23.saniyesinde başlayan görüntülerde; futbolcusu Raul Jose Trindade Meireles'in müsabaka hakemine oldukça yakın mesafeden, ısrarla ve sert ifadelerle itiraz ettiği, yüzünün tamamen görünmesine olanak sağlayan "Araçtan Geçilen Farklı Açılar" adlı CD'nin 15.-93.saniyesi arasındaki görüntülerde konuşmanın sertliği nedeniyle, ne söylediği tam olarak anlaşılamamasına rağmen başını sert şekilde öne doğru hareket ettirdiği sırada kullandığı sözün etkisiyle hakemin yüzüne bir sıvının gelmiş olabileceği düşünülse de futbolcunun tüm bu eylem sırasında konuşmaya devam ettiği ve konuşma esnasında tükürme eyleminin fiziksel olarak mümkün olmadığı; yine tükürmenin kasden gerçekleştirilebilecek eylemlerden olduğu ve taksirle gerçekleştirilmesinin de mümkün olmadığı; bu haliyle eylemin FDT'nin 42/3.maddesinde belirtilen tükürme eylemi niteliğinde olmadığı; buna karşılık futbolcunun hakeme neredeyse burun buruna gelecek şekilde yaklaşıp sert ifadelerle itiraz etmesi şeklindeki hal ve tavrının sportmenliğe ve spor ahlakına açıkça aykırı olduğu anlaşıldığından; her ne kadar PFDK'ca eylem ihraç sonrasında müsabaka hakemine tükürme olarak kabul edilmişse de, yukarıda açıklanan nedenler ışığında Kurulumuz tarafından eylem FDT'nin 36/1-a maddesinde düzenlenen sportmenliğe aykırı hakaret olarak kabul edilmiş, kabule göre de PFDK'ca futbolcu Raul Jose Trindade Meireles'e ihraç sonrası müsabaka hakemine tükürme eylemi nedeniyle FDT'nin 42/3 maddesi ve 35/4. maddesi uyarınca verilen 8 resmi müsabakadan men cezası ve 10.000.-TL para cezasının; FDT'nin 36/1-a maddesinde düzenlenen sportmenliğe aykırı hareket nedeniyle 1 resmi müsabakadan men cezası ve 10.000.-TL para cezası şeklinde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.”

[9] TFF Disiplin Kurulu’nun 29.10.2009 tarih, 2009/2010-397 Esas, 2009/2010-480 Karar sayılı kararı

[10] TFF Tahkim Kurulunun 31.10.2009 tarih,2009/617 esas,2009/601 Karar sayılı kararı

[11] TFF Disiplin Kurulunun 25.10.2009 tarih,2009/2010-397 esas,2009/2010-480 sayılı kararı;Kurulumuzca yapılan inceleme ile futbolcunun müsabaka başlamasından 39 dakika önce A kulübü futbolcuları ile rakip takım futbolcuları arasındaki arbede esnasında,arkadan gelerek diğer futbolcunun kafasına vurduğu yayıncı kuruluş görüntülerinde saptanmıştır.

[12] 5894 sayılı yasanın Yayınların ve protokol tribünlerinin düzenlemesi başlıklı 13.maddesinin (1) paragrafında “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki tüm futbol müsabakalarının televizyon,radyo,internet ve her türlü teknik cihaz ve benzeri araçlarla yayınlanmasına,iletilmesine,yayınların düzenlemesinde ve ve programlanmasına münhasıran Yönetim Kurulu yetkilidir.” (2)nci paragrafta ise “anılan yetki özellikle TFF’nin yayın haklarının merkezi olarak pazarlanmasını ve elde edilen gelirin yetkili organlar tarafından alınan kurallar uyarınca kulüplere dağıtılmasını kapsar” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.

[13] TFF Disiplin Kurulunun 25.10.2009 tarih,2009/2010-397 esas,2009/2010-480 sayılı kararı;bu gibi konularda ölçüt ihlalini oluşturan eylemin müsabakanın hakemleri tarafından görülebilme imkanının olup,olmadığıdır.Şayet görebilme imkanı var fakat hakem ihmali nedeniyle olayı görmemiş ise yaptırım uygulanabilmesi mümkün değildir.

[14] TFF Tahkim Kurulunun,31.10.2009 tarih,2009/617 esas,2009/601 karar sayılı kararı; “FİFA Disiplin Kodunun (2009) 77-a maddesinde de Disiplin Komitesinin müsabaka görevlilerinin dikkatinden kaçan ciddi ihlalleri de cezalandırmaya yetkilidir”

[15] TFF Tahkim Kurulunun 12.03.2009 tarih,2008/2009-956 esas,2009(2009-1371 karar sayılı kararı

[16] TFF Disiplin Kurulunun 09.02.2017 tarih,2016/2017-663 esas,2016/2017 -775 karar sayılı kararı

[17] TFF Tahkim Kurulunun 11.02.2017 tarih,2017/59 esas,2017/59 karar sayılı kararı

[18] TFF Tahkim Kurulunun 11.02.2017 tarih,2017/59 esas,2017/59 karar sayılı kararı “Sporcunun,müsabakanın 28.ve29.dakikaları arasında rakip takımın seyircilerine yönelik dil ile yaptığı eylem,her ne kadar hakaret olarak değerlendirilmemiş ise de söz konusu eylemin sportmenliğe ve spor ahlakına aykırı olduğu ve futbolun değerini düşürdüğü açıkça ortada olduğundan futbolcunun rakip taraftara yönelik eyleminin FDT’nin 36.maddesi kapsamında sportmenliğe aykırı hareket olduğuna karar verilerek.

[19]Futbol Disiplin Talimati Madde 42-AYRIMCILIK VE İDEOLOJİK PROPAGANDA(1)Irk,dil,din,etnik köken ayrımcılığı veya herhangi bir şekilde ayrımcılık yaparak insanlık onurunu zedeleyen,
 

[20] PFDK’nın 19.04.2012 tarih,2011/2012-1036 esas ve 2011/2012-1265 karar sayılı kararı;”yayıncı kuruluşun olayla ilgili görüntüleri incelendiğinde ayrımcılıkla ilgili sözlerin söylendiği konusunda Kurulumuzda tam bir kanaate ulaşılamamıştır.Savunmaya göre de futbolcunun,diğer futbolcuya ayrımcı sözler sarf etmediği,fucking negro değil fucking prick dediği iddianın doğru olmadığı savunulmuştur.Bu savunmanın aksini teyit eden başka bir delil dosyada yoktur.”

[21] TFF Tahkim Kurulunun 27.12.2012 tarih, 2012/263 esas, 2013/276 karar sayılı karar

[22] PFDK’ nın 08.03.2009 tarih, 2008/2009-956 esas, 2008/2009-1371 sayılı kararı

© Copyright

©2022 by mosturoğlu & çopuroğlu legal services.

bottom of page